İsrâ (Gece yürüyüşü) kelimesiyle, Yüce Allah`ın Peygamberine Mekke`deki Mescid-i Haram`dan,
Kudüs`teki Mescid-i Aksâ`ya kadar lütfettiği yolculuk kastedilir. Mirâc kelimesi ise, bu
yolculuğun ardından, Resûlullah (s.a.v.)`i yüksek gök tabakalarına çıkarmak, sonra insan, cin,
melek ve diğer mahlûkatın bilgilerinin tükendiği sınıra ulaştırmak anlamındadır. Bunların tümü
bir gece içinde olmuştur. Müslüman alimlerin büyük çoğunluğu bu yolculuğun, ruh ve beden
birliğinde olduğu kanaatindedirler. Bunun için Mirâc, Allah`ın kendi Resûlü`ne ikram
buyurduğu, hayret verici mucizelerinden biridir.
Ertesi gün sabah olup Resûlullah gördüğü şeyleri halka anlatınca müşrikler bu taze haberi
birbirlerine anlatmak ve onunla alay etmek için öbek öbek toplanmaya başladılar. Bir kısım
müşrikler, «Mademki oraya gittin ve içinde namaz kıldın» diyerek, Mescid-i Aksâ`yı kendilerine
tasvir etmesini istediler. Resûlullah Mescid-i Aksâ`yı ziyaret ettiği vakit; bakışlarıyla
etrafı süzmeyi, duvarlarının sayısını ve şeklini aklında tutmayı düşünmemişti. Bunun üzerine
Yüce Allah Mescid-i Aksâ`nın şeklini gözünün önüne getirdi de onların sordukları gibi
tafsilâtlıca onun özelliklerini teker teker sayıverdi. Buhâri ve Müslim, Resûlullah`ın şöyle
buyurduğunu naklediyor: «Kureyş beni yalanlayınca, Hıcır`da ayağa kalktım. Yüce Allah benimle
Beyt-i Makdis arasındaki uzaklığı giderdi. Ben de ona bakarak bütün özelliklerini onlara haber
verdim.»
Bir kısım müşrikler Hz. Ebû Bekir`e (r.a) gidip onun Mirâc olayını tasdik etmeyeceğini ve bu
durumu yadırgayacağını umarak, Resûlullah`ın söylediklerini ona anlattılar. «Senin Efendin,
Kudüs'e bir gecede gidip geldiğini söylüyor, buna ne dersin, hâlâ ona inanacak mısın?»
dediler. Bunun üzerine Ebû
Bekir: «EĞER BUNU O
SÖYLEDİYSE, MUTLAKA DOĞRUDUR. BEN BUNDAN DAHA AKLA UZAK GÖRÜNENLERİ TEREDDÜTSÜZ KABUL
EDİYORUM...» diyerek onlara gerekli cevabı verdi. Hz. Ebû Bekir, doğru Hz.
Peygamber'in yanına gitti, etrafı kalabalıktı. Yüksek bir sesle: «Ey Allah'ın Resûlü,
Mirâcınız mübarek olsun, Senin her sözün doğrudur; inandım.» dedi. Bunun üzerine Peygamber
Efendimiz onu "Sıddîk (işi ve sözü doğru)" sıfatıyla onurlandırdı.
İsrâ gecesinin sabahında, Cebrail Aleyhisselâm gelip Resûlullah`a namazın nasıl kılınacağını
ve namaz vakitlerini öğretti.
(Kaynak: Fıkhu`s Siyre, M. Said Ramazan el-Bûtî)
- Sitemizin Bütün Bölümlerini Her Sayfada Bulunan Aşağıdaki Bağlantıları Kullanarak Gezebilirsiniz -